Soru
Man büyütmüş. Dede-torun bir fırsabnı bularak Türkiye'ye kaçmış. Ailenin diğer fertleri aynı yolu izler iken yakalanmışlar. O yıllarda Bulgaristan komünist. Türkiye ile ilişkileri iyi değil ve sınırdan kuş uçurtulmuyor. Zaten babam kendi babasını küçük yaşta kaybetmiş imiş. Bu hadiseden sonra ne Kırcaali' de kalan annesinden ne de diğer akra- balarından haber alamamışlar. Sonra aile bağları büsbütün unutulmuş. Pelvan Sülüman İstanbul' a gelince hemşehriler- den bir ikisinin yardımı ile Eyüp Sultan' da bahçeli ahşap bir eve yerleşmiş. Evin sahibesi Nişanta- şı' nda oturan zengin lakin kimsesiz bir yaşlı kadın imiş. Pelvan Sülüman'ın elinden gelir bir iş yok. Bulgarya' da iken davar besler, sütçülük yaparmış. Bir de gençliğinden beri yapageldiği güreş. Elde avuçta olan az bir para ile birkaç koyun alıp bahçenin bir köşesine yapbklan ahıra koymuşlar. Rızkı veren Cenab-ı Hak. Zamanla çoğalmış koyunlar. Mübarek hayvanın in-sanoğlu'na faidesi çoktur bilirsiniz. Derken koyunların yanına bir iki inek; beri yanda bir tavuk kümesi. Tavukların, horozların arasına hindi, kaz, ördek katılıvermiş; hatta meraklısı için bıldırcın bile beslemeye başlamış Pelvan. Babam diyor ki; köpeğimizi, kedimizi, keçilerimi- zi, evcil güvercinlerimizi de katarsak, mahallenin ortasında bir hayvanat bahçesi kurduk sanki. Hayvanat bahçesi kurulmuş amma, sağdan sol- dan homurtular da yükseliyormuş.
Çözüm
4.6278 Voting
Celil
Uzman · 3 yıl öğretmeniUzman doğrulaması
Cevap
Verilen metin bir yaşam hikayesi anlatmakta ve herhangi bir soru sormamaktadır. Bu yüzden verilen yanıt doğrudur. Dolayısıyla, herhangi bir çıktı veya çözüm mevcut değildir.
Derecelendirmek için tıklayın: